DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ, BU YIL “TEMİZ DENİZ, TEMİZ DÜNYA” TEMASIYLA KUTLANDI

Çevre ve  Şehircilik Bakanlığı Gaziantep İl Müdürlüğü 5 Haziran Dünya Çevre Gününde gerçekleştirmiş olduğu etkinlikte “suyu” ön planda tuttu.

Gaziantep Valiliği Çevre ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü şehir idarecileri başta olmak üzere tüm vatandaşların katılımıyla depremden etkilenen tüm vatandaşlarımız adına ve anısına saygı çelengi bırakarak Çevre Haftasını başlattı. “Temiz Deniz Temiz Dünya” temalı kamu spotu dolayısıyla ilimizde bulunan dülük biyolojik gölette etkinlik başlamış olup ardından Nurdağı ve İslahiye de bulunan konteyner kentlerdeki çocuklara farkındalık oluşturmak için  sıfır atık ve temiz denize yönelik konuşmalar yapıldı ve minik bir konser düzenlendi. Üniversite öğrencilerinin katılımıyla Empati İlkokulunda duvar resim etkinliği gerçekleştirildi. Son olarak Müzeyyen Erkul Bilim Merkezinde deprem ve çevre konulu panel düzenlendi.

Çevre Yönetimi Şube Müdürü Ziya Polat etkinliğe yönelik farkındalığı şu sözlerle belirtti: “Etkinliklerde çocuklara ulaşarak onlara çevre ve deniz üzerine bilinç oluşturduk. Muhakkak farkındalık oluşturmada yapmış olduğumuz etkinlikler fayda sağlamıştır. Bakanlığımız 81 ilde sıfır atık projesiyle eğitim vererek farkındalık oluşturuyor. Bunun beraberinde Anadolu kültürümüzden yola çıkarak yerel kültürde bize öğretilen tasarruf ve israfı önlemek bilincini projelerimizle bütünleştiriyoruz. Sıfır Atık projesinde yerel yönetimlerle ödüllendirme ve mali destekle daha sürdürülebilir hâl alması sağlanıyor” dedi.

Çevre sorunları iklim değişikliğine neden olduğuna dikkat çekti

“İnsan kaynaklı atmosferik sera gazı salınımları ve bu gazlar arasında karbonmonoksit en başta geliyor. Su kaynaklarının azalması ve gıda güvenirliğindeki riskler insan sağlığı açısından sorunlara yol açmaktadır. Isının artışı insan sağlığı üzerinde hiç bilinmeyen hastalıklar ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ülkemizde yine bu virüslerin ve hastalıkların yayılmasıyla etkilenecektir”. Kuraklığın tarımı yok etmesi sonucu gıda erişimi, pahalılık, az beslenme hastalıkların oluşumuna neden olduğunu ileri sürdü.

Çevre kirliliği, israf ve gereksiz su tüketimi en büyük zorluklardandır

Ülkemiz ise bu noktada Paris iklim antlaşmasına taraf olmuştur. Paris iklim antlaşması 192 ülke ile yürütülen atık yönetimi ve sürdürebilirlik açısından devletimizin içinde bulunduğu kriz yönetimidir. Bunun yanı sıra ülkelerin çıkarmış olduğu karbon ayak izi ve su ayak izi raporlarında ülkemizde yer almaktadır.

Çevre temizliği Gaziantep Üniversitesi ormanlığında da gerçekleştirildi

Let’s do it Gaziantep il temsilcisi Mehmet Kaplan tarafından 25 kişilik gönüllü ekiple beraber atık maddelerin fazla olduğu orman temizlendi. Kaplan verdiği röportaj da şunları dile getirdi: “Let’s do it olarak dünya çapında gerçekleştirilen etkinliklerde daha yaşanılır bir çevre sunmak adına farkındalık oluşturarak özellikle son dönemlerdeki orman yangınlarının kısmi sebebi olan atıkların ormana atılmaması gerektiğini etkinliğimizle öğrenerek insanlara göstermek istedik.”

Gezegenimizin en büyük sorunu küresel ısınma

Kaplan çevre temizliğinin önemini evrensel olarak nitelendirerek sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Hava sıcaklıklarının artması, mevsimlerin değişmesi çok büyük tehlike arz ediyor bu yüzden gezegenimizi kirlilikten koruyarak bir nebze de olsa bu sorunları hafifletebileceğimizi düşünüyorum. 16 Eylül de dünya genelinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaklaşık 196 ülkeyle birlikte paneller, konferanslar ve milyonlarca insanın katılmasını beklediğimiz çevre temizliği yapacağımız bir etkinlik gerçekleştirerek ses getirmeyi düşünüyoruz.”

Gaziantep Botanik bahçesinde ise çevre farkındalığı oluşturmak ve doğa sevgisini merakla iç içe bulunduran eğitimler yer almaktadır. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığına Bağlı Botanik Bahçesi Biyoloğu Ebru Bozlar bu eğitimleri şöyle açıkladı:

“Doğaya yönelik verilen kurslarımızda 2015’den bu yana birçok proje faaliyete geçirilmiştir. Şu an yirmi dört farklı proje takip ediyoruz. Bunun içinde ekolojik derslerimiz vardır. Eğlenerek öğrenme prensibini benimseyerek yaş sınırı olmaksızın, her gelişim özelliğine sahip bireylerle çalışıyoruz”. Görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, otistik, uzun süreli işsizler, uyuşturucu bağımlıları, özel gereksinime sahip insanların hepsini terapi üzerinden bir çatı altında topladıklarını belirterek cümlelerine şöyle devam etti:

“Şu ana kadar iki milyon kişiye ulaştık. Yapmış olduğumuz son dersin temelinde iklim değişikliği yatıyor. Çevre korunmasına yönelik bir eğitim ama sadece eğitim olarak düşünmemek gerekir”. Doğa ile İyileş başlığı altında yürütülen proje anaokul, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite düzeyindeki öğrencilere yönelik olup haftanın beş gününü ayırarak her düzeye ayrı ayrı eğitimlerin verildiğini aktardı.

İnsan tanığı şeyi sever sevdiği şeyi korur,

“Bunun yanı sıra mevcut atölyelerimizde eğlenceli vakitler geçirmektedirler”. Parkın içinde bulunan Kaya Bahçesi, Açık Tohumlu Bitkiler Bahçesi, Osmanlı Bahçesi, Renk ve Koku Bahçesi, Tıbbi ve Endemik Bitkiler Bahçesi, Zen Bahçesi, Gül Bahçesi, Japon Bahçesi ve Su Bitkileri Bahçesi olarak adlandırılan özel tasarım bahçelerinde öğrenciler her gün ayrı bir bahçeyi tanıyarak doğaya merakı ve sevgisi aşılanmış olduğunu yineledi.

Geri dönüşümün acilen başlaması gerektiğini ileri sürdü

Bozlar cümlesini biyoçeşitliliği korumaya yönelik ifadeleriyle sonlandırdı: “Ülkemizde türlerin dağılımını belirleyen faktörler jeolojik konumu, üç tarafının denizlerle çevrili olması ve dört mevsimin yaşanıyor olması farklılığı artırmaktadır. Araştırmalara göre yüz ölçümüne bakıldığında diğer ülkelere göre Türkiye daha çok bitki çeşitliliği içeriyor. Biyoçeşitliliği koruyabilmek adına duyarlı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Biz duyarlı olursak çocuklarımız çevremiz duyarlı olur yani dünyayı değiştirmek istiyorsak önce kendimizden başlamamız lazım”. Bunun için su tüketimini doğaya zehirli atık geri dönüşümünü acilen başlatmamız gerektiğini ifade etti.

Başlatmış olunan yeni eğitimde bunun bilincini uyandırmak adına erken çocukluk dönemini ele alarak çevre koruma bilinci artırılıyor. Çocuğu bilinçlendirmek aileyi bilinçlendirmektir.

Bu projeleri duyurmak adına Milli Eğitim Bakanlığı İl Müdürlüğü’yle işbirliği yaparak okullara duyuru yapılması sağlanıyor. Eğitim sonunda olumlu dönütler alarak insanların üzerinde doğaya karşı merak ve koruma iç güdüsü uyandırmış olunuyor.