ÜNİVERSİTE – SANAYİ İŞBİRLİĞİ

mehmet-civan1.jpgGaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Civan, rekabetin arttığı ve doğal kaynakların giderek azaldığı dünyamızda var olan sınırlı kaynakların verimli şekilde kullanılmasının önem kazandığını söyledi.

Civan, Verimliliği sağlamak için teknolojik gelişmelere ihtiyaç duyan ülkeler,  stratejik hedeflerini de “ inovasyon”,  “Ar- Ge”, “verimlilik”  gibi kavramlar üzerine oturtmaya başladığını belirterek, “Pazarda sürdürülebilir rekabeti sağlamanın tek yolu bu alanlarda üstünlük sağlamak ve gelişmeleri hayata geçirebilmektir. Bu sebeple gelişmiş ülkelerde çalışmalar teknoloji bilincinin gelişmesi ve yeni projelerin ortaya konulması için yoğunlaşmaktadır” şeklinde konuştu.

Civan, “Teknoloji geliştirme ve Ar-Ge alanında üniversitelerin rolü oldukça büyüktür. Son yıllarda ülkemizde faaliyete geçen üniversite sanayi işbirlikleri bu noktada önem kazanmaktadır. Teorik bilgi ve deneyimi sağlayan üniversiteler ile sermaye birikimini ortaya koyan sanayinin aynı çatı altında toplandığı sistemler olarak üniversite sanayi işbirlikleri pek çok önemli projeye imza atmaktadır” ifadesinde bulundu.

“Üniversite ile sanayi işbirliğinin geçmişi Sanayi Devrimi’ne dayanmaktadır” diyen Civan, “Ancak bu işbirliği Amerika’da  Microsoft’ta dahil pek çok firmanın bulunduğu Silikon Vadisi’yle işlerliğini sağlamış ve   diğer ülkelere de bu konuda fikir vermiştir. Günümüzde de gelişmiş ülkelerde yazılım firmalarının çoğu bu işbirliğinden yararlanmaktadır. Ünlü Japon firması Toshiba, teknoloji alanında üniversiteler olmadan faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini belirterek bu konunun önemine bir kez daha dikkat çekmiştir. Aynı şekilde Amerika ve İngiltere de ki çoğu yazılım firması üniversite sanayi işbirliği sonucu kurulan teknoparklarda faaliyetlerini sürdürmektedir” ifadesinde bulundu.

img_5801.jpgÜlkemizde ise üniversite sanayi işbirliği kavramı ilk olarak 1980 li yıllarda ortaya çıktığını söyleyen Civan, “Üniversite sanayi işbirliği faaliyetlerinin organize edildiği teknoparklar da bu yıllardan itibaren kurulmaya başlanmıştır. Giderek sayısı artan teknoparklar sağlanan Ar-Ge destekleriyle üniversite ve toplum için  kilit noktalar  haline gelmektedir. Teknoparklar, yıllarca teknoloji transferine bağımlı yaşayan firmaların ihtiyaçlarına cevap vererek, sorunlarının rasyonel şekillerde çözülmesini kolaylaştırmaktadır. Bunlar karşılığında da üniversitedeki öğretim görevlilerine modern laboratuar ve cihazlarla, istedikleri araştırmaları yapabilme olanağını sağlamaktadır. Bu şekilde mali olanaklarından dolayı fikir aşamasından uygulama aşamasına geçirilemeyen projelerinde hayata geçirilmesi kolaylaşmaktadır. Teknoparklar öğrencilere de iş ve staj imkanı sağlayarak,  öğrencilerin teori ve pratiği aynı anda görmelerini sağlamaktadır. Toplum açısından bakıldığında ise  faaliyetlerini etkin bir şekilde sürdüren teknoparkların teknolojide dışa bağımlılığı azaltarak, ülkelerin  kalkınmasını hızlandırdığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

“Belirtilen tüm bu faydaları sağlamak ancak  üniversite ve sanayi arasında karşılıklı dayanışma  ve güven duygusunun pekişmesi ile mümkündür” ifadesinde bulunan Civan, “Bilim adamlarının sanayicinin sorunlarına göre çözümler üretebilmesi için gerekli ortamın yaratılması gerekmektedir. Belirli zaman dilimlerinde bir araya gelinerek üniversite sanayi arasında karşılıklı bilgi akışı sağlanmalıdır. Bu sayede bir geri dönüşüm mekanizması işleyecek ve sorunlar daha net çözüme ulaşacaktır. Yine öğrencilerin sanayiye uzak kalmamaları için çeşitli organizasyonlar düzenlenmelidir. Öğrencilere sağlanan staj imkanları arttırılmalı ve öğrenciler bu konuda eğitilmelidir. Bunun tersi olarak  sanayide çalışan elemanların da  açılan çeşitli lisansüstü programlara katılımı sağlanmalıdır. Son olarak işbirliği  için gerekli kamuoyu desteğinin alınması  gerekmektedir” şeklinde konuştu.  

 Civan, “Ülkemizde önemi geç fark edilen üniversite sanayi işbirliğinin inovasyon alanında ve küresel rekabette önemli bir silah olduğu unutulmamalıdır. Toplumun gelişmesi ve ilerleme kaydedebilmesi ancak insanların bilinçlendirilmesiyle mümkündür” ifadesinde bulundu.