Üniversitemizde Şiir Üzerine Söyleşi

ridvan-turan.JPGBahar Şenlikleri kapsamında, Edebiyat ve Kitap Kulübü öğrencilerinin, Ömer Asım Aksoy  Konferans Salonun’ da düzenlediği söyleşiye, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Karataş ve Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr Rıdvan Canım konuşmacı olarak katıldılar.

turan.JPG“Söyleşide birkaç kelimeyi bir araya getirip şiir yazdım” diyen herkese şair denilmesinden yakınan Doç. Dr. Turan Karataş, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği’ne kayıtlı 6 bin tane şairin olduğunu ve bu durumun oldukça rahatsız edici noktada olduğunu kaydetti.

ridvan.JPGKarataş, “Şiiri çok seven bir milletiz ama şiiri çok az tanıyoruz. Aynı zamanda çok şiir yazan bir milletiz ama çok az şiir okuyoruz. Bu noktada şiire ne kadar az değer verdiğimiz ortaya çıkıyor. İki kelimeyi yan yana getiren şairim diye söze başlıyor” diyerek, Neden şiir okumamamız gerekir sorusuna verdiği cevapta birçok neden sıralayan Karataş, “İnsan olduğumuz için, vicdan sahibi olduğumuz için, insana ait bütün duyguları yaşamak için, tepkisizleşmemek insanları anlayabilmek, yurttaş olabilmek için şiir okuruz daha bir sürü sebebimiz var ama anlatacak vaktimiz yok” diye konuştu.

kalabalik-soyleyisi.JPGGençlerin kopma noktasında olduğu Osmanlı şiirinden bahsetmek istediğini belirten Yrd. Doç. Dr Rıdvan Canım, Osmanlı şiirini anlaşılmaz ve soğuk bulanlara eleştirilerde bulundu. Yeni şiiri hafife almadığını fakat klasik şiirimizin yedi de biri gibi düşünmek gerektiğini belirten Canım, “Divan şiirine donmuş saray şiiri diyorlar, gerçekte öyle bir şey yoktur. O güzel çağlara hakaret ediyorlar. Fuzuli’yi halktan uzak, saray şairi olmakla suçluyorlar fakat bu suçlamada bulunanlar, Fuzuli’nin çölde yaşadığını ve dönemin padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman ile bir kere görüştüğünü bilmiyorlar.  Sarayda şair olmaz diyenlere padişahların bizzat şair olduklarını hatırlatmak isterim” şeklinde konuştu.

Divan şiirinin yüksek medeniyet ürünü şiirler oluğunu belirten Canım, “Divan şiirinin üst seviyeden üslubu ve kültürel bilgiye dayalı altyapısı vardır. Şiirlerin anlaşılamaması bu yüzdendir. Şiirlerin anlaşılabilmesi için okuyucunun da biraz alt yapısının olması gerekir. Bu şiirler zannedildiği gibi belirli bir zümrenin şiiri değildir. Maalesef sonsuz estetik mirasını günümüze kadar taşıyan şiirden uzaklaşıyoruz” diye konuştu.