Kültür Müdürlüğü Ekonomi Kulübü tarafından, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda, Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa ÖZER tarafından, ” Küresel Kriz ve Avrupa Birliği ile Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri ” konulu Konferans verildi.
Prof. Dr. Mustafa Özer, IMF’nin açıkladığı rakamlara göre, Türkiye büyüme anlamında bu krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında geldiğini söyledi.
Prof. Dr. Özer, “Türkiye’de sorun sanayinin dışa bağımlı olması. Türkiye rakamlarına bakıldığında, ihracatın yüzde 75’i, ihracatın ise yüzde 90’ı sanayi ürünlerinden oluşuyor. Cari işlemler açığının bu boyutlara ulaşmasının temel nedeni de doğrudan doğruya Türkiye’nin verdiği dış ticaret açığıdır. Dış ticaret açığının temel nedeni ise sanayi üretiminde kullanılmak üzere ithal edilen ara girdilerin tutarından oluşuyor. Sanayi sektöründe üretilen ürünlerin yüzde 80’inin üzerindeki kısmının ithal girdilerden oluştuğunu görürüz” diyerek, bunların temelinde ise, Avrupa Birliği ile yapılan gümrük anlaşması yatmaktadır diye konuştu.
“Gümrük Birliği anlaşmasıyla üçüncü ülkelere karşı da, Avrupa Birliği ülkelerine de ortak gümrük tarifesi uyguluyoruz” diyen Prof. Dr. Özer, “Dünya Ticaret Örgütünün kapsamında bu üçüncü dünya ülkeleri Türkiye’ye ihracatlarını sürekli arttırdılar. Türkiye’nin dış ticaret açığının temel nedeni Avrupa Birliği ülkelerle olan açık değil, Gümrük Birliğiyle süreçten dolayı üçüncü ülkelerle yapılan ticaretten doğan açıktır. Merkez Bankası tarafından enflasyon hedeflemesi diye bir program uygulanıyor. Bu program nedeniyle reel döviz kuru konusu hiçbir zaman Merkez Bankası’nın gündemine taşınamıyor. Hedeflenen enflasyonda çok büyük sapmalar gözleniyorsa o zaman kur hatırlanıyor” diyerek, dünyada şuanda Türkiye uluslar arası finansal piyasalara reel anlamda en fazla getiri sunan ülke konumunda olduğunu söyledi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Ekonomi Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüstem Yanar, Üniversitemiz Ekonomi Kulübün amacının öğrencilerimizin ekonomik konularda bilgilendirmek ve ekonomik sorunlar üzerinde bir tartışma ortamı oluşturmak olduğunu söyleyerek, bu çerçevede düzenlenen panel ve konferansların önümüzdeki dönemde de süreceğini belirtti.
