Üniversitemizde “Klonlama ve Biyoetik” Adlı Konferans Gerçekleştirildi

582-kolonlma_-_doc_dr_filiz_ozbas_gerce.JPGÜniversitemiz, “Üçlü Sarmal Kulübü” öğrencileri tarafından Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz ÖZBAŞ GERÇEKER  tarafından, “Klonlama ve Biyoetik” adlı konferans verildi.

“Klonlama,  bir canlının veya hücrenin genetik olarak aynı olan bir ya da daha fazla kopyasının üretilmesi işlemidir” diye konuşan Gerçeker, “Bu işlem sonucunda oluşan canlı veya hücreye de klon denilmektedir. Klonlama, ekonomik değeri yüksek çiftlik hayvanlarının üretimi, nesli tükenmekte olan hayvanların üretimi, deney hayvanlarının üretimi, insanlardaki üreme problemlerinin çözümü, insan proteinlerinin hayvanlarda üretimi, zenotransplantasyon ve hastalıkların tedavisi için kullanılabilecek bir teknolojidir” şeklinde konuştu.

Gerçeker, “Üreme amaçlı ve tedavi amaçlı klonlama olmak üzere iki şekilde ele alınmalıdır. Klonlamada kullanılan en önemli teknoloji ise somatik hücre çekirdek transferidir. Bu yöntemde, çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine klonlanmak istenen canlının somatik hücre çekirdeği transfer edilir. Oluşan yeni hücre bölünmeye zorlanarak embriyo oluşumu sağlanır. Üreme amaçlı klonlamada, SHÇT ile oluşturulan embriyo dişi bireyin rahmine implante edilir ve klon canlının oluşması sağlanır. Töropatik klonlamada ise SHÇT ile oluşturulan embriyodan embriyonik kök hücrelerin elde edilmesi ve kök hücrelerin kültür ortamında değişik hücre tiplerine farklılaşmaya zorlanmasıyla çeşitli hastalıkların tedavi edilmesi esas amaçtır” diye konuştu.

img_9924.JPG“Şu ana kadar yapılan klonlama çalışmalarında başarı oranı oldukça düşüktür” diyen Gerçeker, “Klon canlılarda gelişim bozuklukları ortaya çıkmaktadır ve ölüm oranları yüksektir. Hangi amaçla yapılırsa yapılsın klonlama çalışmaları da bazı etik sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Klonlanmış birey, ailesi, toplum ve gelecek nesillerin nasıl etkileneceği, klon canlıların fiziksel ve ruhsal durumlarının ne olacağı, kişinin özerklik, gizlilik ve mahremiyetinin ortadan kalkabileceği, akrabalık ilişkilerinin ortadan kalkabileceği tartışma konusudur. Ayrıca, bu teknolojinin yaygın kullanımıyla birlikte zengin-fakir ayrımının artacağı, dünyadaki ekonomik ve sosyal eşitsizliğin büyüyeceği de düşünülmektedir” ifadesinde bulundu.

Tedavi amaçlı klonlamada oluşturulan embriyonun kök hücre elde edildikten sonra imha edilmesi ise en önemli tartışma konularından birisi olduğunu söyleyen Gerçeker, “Bu tür sorunların oluşmaması veya çözülebilmesi için uluslararası ve ulusal yasal düzenlemelere gereksinim vardır. UNESCO insan kolonlamayı yasaklayan çeşitli uluslararas bilgirde veya sözleşmeler bulunmakta ve insan klonlamayı yasaklamıştır. Ülkelerde genellikle insan klonlama yasaklanmış olmakla birlikte, bu konudaki uygulamalar farklılık göstermektedir” şeklinde konuştu.

“Türkiye araştırma amaçlı embriyo oluşturulması ve klonlamanın yasak olduğu ülkelerdendir” diyen Gerçeker, “Yardımcı üreme teknikleriyle oluşturulmuş ve kullanılmayacak olan embriyoların ya da istemle sonlandırılmış gebelikler sonucu elde edilen embriyoların tedavi amaçlı klonlamada kullanılması söz konusu olabilmektedir. Koşulları ve sınırları belirlenmek ve denetlenmek şartıyla, hastalıkların tedavisi için töropatik klonlamanın kullanımı kuşkusuz insanlık yararına olacaktır. Ancak, insan haklarına ve onuruna aykırı olması ve doğal dengenin bozulmasına yol açacağı düşüncesiyle üreme amaçlı klonlama yasak olmalıdır. Çünkü, genetik özellikleri ne olursa olsun her insan onuruna ve haklarına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir ve genetik özellikleri nedeni ile insan hak ve temel özgürlükleri ile onurunu ihlal etmeye yönelik bir ayırımcılığa maruz bırakılmamalıdır” ifadesinde bulundu.