YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz”

muhuttin-simsek.jpgAvrupa Üniversiteler Birliği Kurumsal Değerlendirme Programı (EUA-IEP) Tarafından Hazırlanan ve TÜSİAD Tarafından Ekim 2008’de Yayınlanan “Türkiye’de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar” Raporu’nun Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Tanıtım Toplantısı Üniversitemiz Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda yapıldı.

Çağımızdaki Üniversite kavramı zaman içerisinde çeşitli dinsel, siyasal, ekonomik ve sosyal etkilerle çok daha farkı yaklaşımları içererek geliştiğini söyleyen YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek, bugün üniversite yapısı içerisinde algılanan kurumsal özelliklerin ilk zamanlara göre oldukça farklı olduğunu söyledi.

Şimşek, “Modern üniversite yapısının ortaya çıkmasındaki en önemli değişiklik 19. yüzyıl Almanya’sında Wılhelm Von Humboldt tarafından 1810’da Berlin Üniversitesi’nin kuruluşu aşamasında olmuştur. Humboldt, Üniversitenin amacını, belirli bir mesleğe yönelik olmaksızın eğitim-öğretim ile birlikte temel bilimsel araştırmalar yaparak, bilgi üretmek ve bu bilgiyi yeni nesillere olarak tarif edilmiştir. Bu tarihten itibaren Avrupa ve Amerikan ülkelerindeki eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yanında temel araştırmalar da çok önemli bir işlev olarak yer almıştır. Özellikle Amerikan üniversiteleri bu konuya daha fazla önem vermiştir. Mezuniyet sonrası akademik gelişmeler teşvik edilmiş ve üniversite öğretim üyeliği bir meslek olarak kurumsallaşmıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak üniversite yönetimlerinde ciddi değişiklikler gündeme gelmiştir. Böylece 20. yüzyıl içerisinde üniversitelerin geniş kapsamlı eğitim – öğretim faaliyetlerinin yanında temel bilimsel araştırma ve topluma hizmet faaliyetleri somutlaşmıştır” diye konuştu.

Anayasanın 42. maddesine göre kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz diyen Şimşek, bu temel yaklaşımın sonucu olarak yükseköğretimde orta öğrenimini tamamlayanlara sunulması gereken bir kamusal hizmet olarak ortaya çıktığını söyledi.

Şimşek, “Yükseköğretime giriş konusunda merkezi sınavla öğrencilerin yüksek öğretim kurumlarına yerleştirilmeleri yaklaşımı yerine birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi zaman içinde üniversitenin öğrencisini seçme, öğrencinin de üniversitesini seçme sistemini hayata geçirerek uygulamaların da planlanması ve üniversite özerkliliğinin tam olarak oluşturulası ütopya değildir. Yüksek öğretim kurumlarına öğrenci yerleştirme sistemini bugünkü şekli ile ilanihaye savunmak bireyin geleceğine dönük evrensel bilgiye ulaşma, tercih ve hakkını engellemekten başka bir şey olamaz. Türkiye dünyadaki gelişmeler paralelinde merkeziyetçi bir yükseköğretim yapısından hızla uzaklaşmak zorundadır” şeklinde konuştu.

genel-3.JPG“Üniversitelerin birçok konuda elitist olmalarının gerektiğidir” diyen Şimşek, “Üniversiteler topluma ait görev ve sorumluluklarında gerekli kaliteyi sağlayabilmek açısından seçkinci bir tavır içinde en iyiyi tercih etmek zorundadırlar. Hangi kademede olursa olsun, üniversitelerdeki görev ve sorumluluklar liyakat esasına dayalı olmalıdır. Rektörden araştırma görevlisine, genel sekreterden memura kadar dikkate alması gereken konu, o görevi en iyi şekilde yapacak olanın belirlenmesidir. Bu ise, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi seçim yoluyla değil, seçme yoluyla olmalıdır. Burada açık ilan ve saydam bir seçme sürecinin istenen niteliklerde aday bulunana kadar devam etmesi temel koşuldur. Liyakat esasına dayalı üniversiteler istihdam ve faaliyetler ancak bir üniversiteyi başarılı ve verimli yapacaktır. Bu durum üniversitelerin yönetimde demokrasiden çok, Meritokrasi’nin geçerliliğini kanıtlar” ifadesinde bulundu.

“Türkiye’de Yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması Cumhuriyet öncesi de dahil olmak üzere hemen her dönemin gündemi olmuştur” diyen Şimşek, “Bu durum konunun dinamizmini gösterir. Bu konuda yapılan tüm çalışmalar ve raporlar yüksek öğretimin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Özellikle içinde bulunduğumuz dönem itibariyle sistemin kapsamlı olarak gözden geçirilmesinde tüm paydaşların katkıların sağlanması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.