“Meksika Sınırı” Programı Canlı Yayınla Üniversitemizde Gerçekleşti

resim_257.jpg“Herkesin Bir Meksika Sınırı Olmalı!” sloganıyla yola çıkan ve ismini Şair Mehmet Efe’nin “Meksika Sınırı” Şiirinden alan, İsmail Kılıçarslan, Tarık Tufan ve Selahattin Yusuf’un hazırlayıp sunduğu ve Ülke TV’de yayın yapan “Meksika Sınırı” adlı programın bu haftaki canlı yayını, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Programa Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardımcısı Fahrettin Göğüş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı ve Prof. Dr. Mehmet Özaslan’ın yanı sıra çok sayıda öğretim elamanı ve öğrenci katıldı.
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’un konuk olduğu program, ilk defa kendi stüdyoları dışında canlı yayın özelliğini de taşıyor.

Programın konuğu Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, canlı yayının ilk defa üniversitemizde gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.
resim_295.jpgCoşkun, programda Üniversitelerin toplumdan uzak, topluma yukarıdan bakan yerler olarak algılanmaması gerektiğini söyledi. Coşkun, “Üniversite anlayışımızın temel noktasında gençleri, insanları oturtarak, bir üniversite anlayışı ortaya koyuyoruz. Hatta,1998 – 2002 yılları arasında Tıp Fakültesi Dekanlığım sırasında, tıp fakültesinde birinci sınıf müfredatına sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi gibi dersleri koyduk. Öğrencilerimize organik olarak insanı ta atomlarına kadar, moleküler olarak her şey öğretiliyor. Ancak, İnsana dair çok amaçlı bir alan var. Kendimize bu alan boş mu kalacak diye sorduk. Hatta, 2000 yılından itibaren tıp fakültesinde okuyan birinci sınıf öğrencilerimize bu dersleri verdik. Burada amaç uzun boyutlu felsefe, sosyoloji öğretmek tabiî ki değil. Öğrencilerimize insana dair, derslerinin dışında başka bir dünya olduğunu anlatmaktı. Bu derslerimiz halen devam etmekte hatta Mühendislik gibi alanlara da yayıyoruz” diye konuştu.

resim_289.jpg“Üniversiteler temelde insan odaklı olmak zorundadır” diyen Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “İnsanın donanımlı hale geldiği, arayış, sorgulama içerisinde olacağı bir atmosfer yarattık. Sürekli arayış içerisindeyiz, öğrencilerimize de bu arama duygusunu sonuna kadar vermek zorundayız. İnsan temelde her şeyi biliyor olsaydı, bu arayış kültürü olmazdı. Bilim bana sürekli arayışa, sonsuzluk alemine doğru çeken, içimizden gelen duyguların, düşüncelerin mutlaka bir arayış duygusunda yattığını öğretti. Bu arayış içerinde ilk olarak kendinizi arıyorsunuz” ifadesinde bulundu.

resim_267.jpgÜniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Türk Halk ve Sanat Musikisi Topluluğunun programın belirli bölümlerinde seslendirdiği eserler geceye ayrı bir renk kattı.